AVRUPA’DA YAŞAYAN
HAYVANLAR – KUŞLAR
Avrupa, Asya
ve Afrika'da yaşayan bu kuşun uzunluğu 34 cm 'dir.
Kemirgen, kuş ve küçük memelileri avlayarak beslenen yırtıcı bir kuştur.
Son yıllarda bu hayvan kent yakınlarına kadar sokulmaya başlamıştır. Dişi
kerkenez, her keresinde 5-7 yumurta yapar. Yavrular yumurtadan çıktıktan sonra
erkek kerkenez bir süre tüm aileyi tek başına besler.
Kakıma
benzeyen ve tüm Avrupa'da bulunan bu hayvanın kuyruğuyla birlikte uzunluğu 60 cm 'dir. Ağaçlık bölgelerde
yaşar ve insanların yerleşim alanlarının kıyısına kadar sokulur. Oldukça
saldırgan bir hayvandır ve bir gece içinde bir düzine tavuğu öldürebilir. Küçük
kuşları, örümcekleri, fareleri, örümcekleri avlayarak beslenir. Kokarca iyi bir
yüzücüdür, ancak ağaçların dallarına tırmanmakta yeteneksizdir. Kuru
yapraklardan yaptığı yuvada dişi kokarca nisan ve mayıs aylarında 3-11 yavru
dünyaya getirir. Doğumda kör olan yavruların gözleri 30-37 gün sonra açılır.
Kokarca tehlike karşısında korkunç kötü kokan bir koku salgılar. Bu nedenle
kürkü değerli değildir.
Güzel sesi
nedeniyle Avrupa'nın en tanınmış kuşudur. Genellikle geceleri dolaşmaya
çıkarlar, gündüzleri de öterler. Akarsu kıyılarında yaşayan bülbüllerin dişisi
her keresinde 5-6 yumurta yapar ve 13 günlük bir kuluçka döneminden sonra
yavrular yumurtayı kırıp çıkarlar. Boca örümcek ve kurtçuk ile beslenen
bülbüllerin uzunluğu yaklaşık 16
cm 'dir. Ağustos ayında Afrika'ya göç eden bülbüller
nisan ortasında geri dönerler.
290 türü
olan kalabalık bir grubun üyesidir. "Evcil güvercin" ya da "Kaya
güvercini" adıyla andır. Sırt tüyleri gevşek olan güvercinin bu özelliği,
onun şahin, kartal gibi vahşi kuşlardan kurtulmasını sağlar. Yiyeceklerinin
tamamı bitkiseldir. Tohum, yumru, orman yemişleriyle beslenirler. Bol suya
ihtiyaç duyarlar. Su, yediği tanelerin şişmesini sağlar. Kuzey güvercinleri
daha çok göçebe, güney güvercinleri ise yerli kuşlardır. Güçlü ve hızlı uçuculardır;
bu nedenle evcilleştirilerek posta işlerinde kullanılabilirler. Yavrularını,
kursağının zarından salgıladığı bir sütle besler.
Güney
Avrupa'da görülen, kimyasal püskürtücü bir böcektir. Bacak eklemlerinden
kaşındırıcı bir sıvı salgılar. Kurutulmuş sineğin toz haline getirilmesiyle
elde edilen madde bazı deri aknelerine sürülür. Bu maddenin bir afrodizyak
olduğu da ileri sürülmektedir.
Avrupa'da
yaşayan bu böcek yiyen hayvanın uzunluğu 30 cm 'dir. Bütün sırtı dikenlerle kaplıdır ve
kendisini tehlikede hissettiği zaman top halini alır, dikenlerini çıkarır.
Bütün gün uyuyan kirpiler geceleri böcek kurtçuk, küçük omurgalıları avlayarak
beslenir. Yere düşmüş meyveleri de yer. Dişi her keresinde 3-8 yavru dünyaya
getirir. Doğumda kör olan yavruların gözleri 2 hafta sonra açılır. Kirpi
Avrupa'nın yanı sıra Asya ve Anadolu'da da bol miktarda yaşar.
Oldukça iri
ve tüm Avrupa’da rastlanan bir yırtıcı kuştur. Uzunluğu 55 cm 'dir. Kanatlarının
açtığında ise genişliği 1.40
cm 'i bulur. Geniş bölgelerde çiftler halinde yaşar, 5
kilometrekarelik bir egemenlik alanı kurarlar. Dişi her keresinde 3-4 yumurta
yapar ve bunları üzerine kendisi kuluçkaya yatar. Yavrular yumurtadan çıktıktan
sonraki 10 gün boyunca yuvadan ayrılmaz ve anne ve babaları tarafından
beslenirler. Çakırdoğanlar küçük memelileri ve kuşları yakalayarak beslenirler.
Kendisi gibi yırtıcı diğer kuşlara da saldırdıkları görülür.
Alp, Apenin,
Karpat ve Balkan dağları ve onların uzantılarında yaşayan yaklaşık 35 cm . uzunluğunda bir
kuştur. Otlarla kaplı kayalıklarda dolaşır. Üreme mevsimi nisan, haziran ayları
arasındadır ve dişi her keresinde 9-15 yumurta yapar. 24-26 günlük bir kuluçka
döneminden sonra çıkan yavruları dişi keklik gagasıyla taşıdığı yemlerle
besler. 1000-2300 metre
yükseldiklerde yaşayan bu hayvan kış aylarında yiyecek bulmak için daha
aşağılara iner. Ot, tohum gibi bitkilerin yan sıra böcek, kurt ve kabuklu
hayvanlarla da beslenir.
Avrupa'da
olduğu kadar Amerika ve Asya'da da yaygın bir biçimde yaşayan bu kemirgenin
boyu kokarcadan biraz uzundur. Kuyruğu ile birlikte 40 cm . gelen kakımın kürkü
kış aylarında beyaz bir renk alır ve sadece kuyruğu siyah kalır. Genellikle
insanların yerleşim alanlarının yakınlarında dolaşan -kakımlar, fare, böcek ve küçük kuşlarla
beslenirler. Dişi, nisan ya da mayıs ayında, her keresinde 3-7 yavru dünyaya
getirir. Yavruların doğumda kör olan gözleri 40. günün sonunda açılır. Dişi
kakım yavrularını 2 ay boyunca sütüyle emzirir daha sonra terk eder. Kürkü çok
değerli olduğu için kontrolsüz bir biçimde avlanmaktadır.
İngiltere
dışında bütün Avrupa'da yaşar. Uzunluğu 5-9 cm 'dir. Bu hayvanın özelliği, bir amfibi
olmasına rağmen karada yaşamasıdır. Soğuklarla birlikte yetişkinler üremek için
suya giderler. Gece çiftleşirler ve dişi her keresinde 600-2000 yumurta
bırakır. Yumurtalar 15-30 gün sonra açılırlar ve larvalar 2-3 ay boyunca
metamorfoza uğrarlar. Gece ve akşamüstleri yiyecek aramaya çıkar ve sinek,
böcek, su kabuklularıyla beslenir. Vücudunun sırt tarafında siyah enlemesine
çizgiler bulunur, karın kısmı beyazdır.
Alp
Dağları'nda yaşayan bu hayvanın dişi ve erkekleri küçük gruplar oluştururken,
yaşlı keçiler kendi aralarında dolaşırlar. Erkeklerinin ağırlığı 110 kg . dişilerininki ise 50 kg 'dır. Bu hayvanlar
sabahın erken saatlerinde çayırlara çıkar ve ot ile beslenirler. Ayrıca vahşi
ağaçların yapraklarını da yerler. Grup besin aramaya çıktığında en güçlü keçi
gözetleme görevini sürdürür ve en küçük tehlikede kaçarlar. Dişi her keresinde
bir tek yavru dünyaya getirir ve birkaç saat içinde yavru ayağa kalkar.
Alp, Apenin,
Karpat ve Balkan dağlarında yaşayan bu hayvanın uzunluğu yaklaşık 17 cm 'dir. Üreme mevsimi
dışında genellikle yalnız dolaşır. Kayalar arasına yaptığı yuvasına dişi
ağaçkakan her keresinde 3-5 yumurta bırakır. Yavrular 18 günlük bir kuluçka
döneminden sonra yumurtaları kırıp çıkarlar. Böcek, larva, örümcek ile beslenen
bu kuş, kış aylarında göç etmez ama yüksek kayalıklardan daha alçak yörelere
iner.
Kırlarda ve
dağlarda yaşayan bu kuşun uzunluğu yaklaşık 18 cm .dir. Genellikle
yükseklerde dolaşan bu kuş çıkardığı çok güzel seslerle kendi egemenlik alanını
belirler. Küçük çalı çırpılarla yerde yaptığı yuvada dişi her keresinde 3-6
yumurta bırakır. Kuluçka süresi 2 haftadır. Toygar kuşları böcek ve örümceklerle
beslenirler. Kış aylarında Afrika’ya göç ederler ve şubat sonunda yeniden
Avrupa’ya dönerler.
Güney
Avrupa'da yaşayan bu engerek yılanının uzunluğu yaklaşık 65-95 cm 'dir. En tipik özelliği
üçgen biçimindeki kafa yapısıdır. Kuyruğu ise oldukça kısadır. Sabahın erken
saatlerinde ve öğleden sonra ava çıkar. Küçük memelilere ve sürüngenlere
saldırır. Dişi ile erkek çiftleşmeden önce aşk kavgası yaparlar. Dişi engerek
yılan yaz sonunda 9-18 yavru dünyaya getirir.
64 derece
kuzey enleminden itibaren bütün Avrupa'da, ayrıca orman sınırının kuzeyinden
itibaren Urallar'la Japonya arasındaki bütün Orta Asya'da bulunur. 30-35 cm uzunluğundaki bu küçük
kuşun kendine özgü çok ilginç bir sesi vardır. Ağaç kavuğu olan her yerde
dolaşır. Gündüzleri dinlenen bu hayvan geceleri küçük memelilere, böcek ve
örümceklere saldırarak avlanır. Ağaç kavuğuna bıraktığı yumurtaların üzerine
dişi baykuş kuluçkaya yatar.
Serçegillerden
olan kuşa bütün Avrupa, Ön Asya ve Rusya'da rastlanır. Uzunluğu yaklaşık 15 cm 'dir. Kent parklarında
bahçelerde yaşar. İlkbahar başında dişi yuva yapar ve içine 5 yumurta bırakır.
Bunların üzerine kendisi kuluçkaya yatar. İspinozlar yeni doğan yavrularını
böcek ve kurtçuklarla besler, kendileri tohum, küçük yemiş ile yetinirler. Çok
sosyal kuşlardır ve üreme mevsimleri dışında diğer kuşlarla birlikte grup
halinde yaşarlar.
Orta
İtalya'nın Adriyatik kıyısındaki Abruzzo bölgesinde yaşayan bu dağ keçisinin
sayısı bugün 400 civarındadır. Alp dağ keçisinden biraz daha koyu renklidir.
Kış aylarında bölgenin ormanlarına çekilen bu hayvanlar yaz aylarında ovalara
inerler. Abruzzo keçileri ot ve yaprak ile beslenirler. Abruzzo Ulusal
Parkı'ndaki 7 tanesi sıkı koruma altındadır.
Genellikle
Güneydoğu Avrupa'da yaşayan bu kuş 1930'lu yıllardan sonra Avrupa'nın diğer
yörelerinde de görülmeye başlanmıştır.
Uzunluğu yaklaşık 28 cm 'dir.
Kent içindeki park ve bahçelerde yaşar. Yılda üç kez çiftleşir ve dişi her
keresinde 2 yumurta yapar. 14 günlük bir hamilelik döneminden sonra yavrular
yumurtaları kırıp çıkarlar. Üç hafta kadar yuvada yaşarlar ve daha sonra anne
ve babalarını terk ederler. Tohum ve küçük kabuklu hayvanlarla beslenirler.
“Orman
kedisi" adıyla da andır. Avrupa'nın ve Anadolu'nun ormanlarında yaşayan bu
hayvanın bedeni, diğer kedilerden biraz daha büyüktür. Postunun düzenli
süsleriyle ve yuvarlak olan kuyruğunun ucuyla evcil kediden ayrılır. Ayrıca
başı daha büyük, köpekdişleri daha gelişmiştir. Yaban kedisinin pasta
kurşunimsi renktedir. Üstünde kırmızı, sarı, ya da siyah renkli bölümler ve
koyu renk çizgiler vardır. Mükemmel bir tırmanma yeteneğine sahiptir. Ağaçların
dallarını ustaca kullanarak kuşları hiç beklemedikleri bir zamanda avlar. Yaban
kedileri gündüzden çok gece avlarını tercih ederler. Kuşları ve küçük memeli
hayvanları avlayıp yerler. Ancak, geyik ve karaca yavrularına saldırdıkları da
görülmüştür. Çiftleşme zamanları ilkbahar aylarıdır. Dişi yaban kedisi iki ayı
biraz aşan bir gebelik devresi sonunda yavruları doğurur. Yavru yaban
kedilerinin sayısı 4-6 arasında değişebilir. Anne kedi yavrularıyla yakından
ilgilenir.
İngiltere ve
İskandinavya Yarımadası dışında tüm Avrupa'da yaşayan bu kuşun uzunluğu
yaklaşık 28 cm 'dir.
Sonbaharda yuvasını terk eder ve Afrika'ya göç eder. Nisan ayında geri döner.
Çavuşkuşu sulak bölgelerde dolaşır ve böcek, larva yiyerek beslenir. Dişi her
keresinde 6-7 yumurta bırakır ve 16-20 gün bunların üzerine kuluçkaya yatar. Bu
kuşun en tipik özelliği yavaş ve dalgalı bir uçuş ritmine sahip olmasıdır.
Avrupa'da
meralarda, parklarda ve büyük bahçelerde yaşayan bu kuşun uzunluğu yaklaşık 14 cm 'dir. Göçmen kuşlar
değillerdir ve kış aylarını bulundukları bölgede geçirirler. Dişi nisan ayının
sonlarında 6-8 yumurta yapar. Yuvalarını genellikle ağaç kavuklarına kurarlar.
Yuvanın ağzını çok dar tutarak yırtıcı kuşların girmesini engellerler.
Kuluçkaya sadece dişi yatar. Genellikle larva, örümcek, küçük omurgasızlar ile
beslenirler. Kış aylarında ise tohum yiyerek varlıklarını sürdürmeye
çalışırlar.
Biraz ürkek
denilebilecek bir yapıları vardır. Gece ve gündüz avlanabilirler. Çoğunlukla
boş bırakılmış porsuk yuvalarında, ya da kır kurtlarının açtıkları tünellerde
yaşarlar. Tavşanlar, kemirgenler ve böceklerle beslenirler. Postları
yumuşaktır. Koyu renkli, kalın kuyruklarının ucu siyahtır. En çok yumurta
sever, yumurta bulmakta ve yemekte son derece kurnaz, akıllı davranır. Kimi
sert kabuklu yumurtaları kabuğunu kırabilmek için, kayalara vurup parçalar.
Küçük hayvanları ve böcekleri de yer. Postu kırmızımsı sarı renkte, siyah
gölgelidir. Güzel kürkleri için insanlar tarafından avlanırlar. Postları
özellikle kışın, çok sık ve yumuşak olduğu zaman değer kazanır.
Bütün
Avrupa'da, Kafkaslarda ve Baykal Gölü yakınlarında, genellikle kırsal kesimde,
bahçelerde, parklarda görülür. Uzunluğu yaklaşık 16 cm .dir. Köstebek hiç
yorulmadan aralıksız yerin altında galeriler kazar. Böcek, larva, kurtçuk ile
beslenir. Dişi köstebek yerin altına kazdığı ve çapı 60 cm lik yuvada her
keresinde 3-9 yavru dünyaya getirir. Gözleri kapalı doğan yavruların gözleri 3
hafta sonra açılır. Bu hayvanların görüş kapasiteleri çok düşüktür. Karanlık ve
aydınlığı çok zor fark ederler.
Grönland
Adası'nda yaşayan bu hayvanın uzunluğu yaklaşık 56 cm 'dir. Erkeğinin renkleri
dişisine oranla çok daha güzeldir. Haziran ayında dişi bitkilerin arasına bir
yuva yapar ve 3-7 yumurta bırakır. Doğumdan sonra dişi ördek yavrularını hemen
suya götürür. Bu hayvanlar su kabukluları, balık, böcek ve küçük deniz
ürünleriyle beslenirler. Çok mükemmel bir yüzücü olan bu ördekler kanatlarını
dalış için de kullanırlar.
Mayıs
başlarında göç ettiği Afrika'dan Avrupa'ya geri dönen bu kuşun uzunluğu 16,5 cm 'dir. Çok hızlı ve
mükemmel bir uçucu olan keçisağan kuşları saatte 200 kilometre yol kat
edebilirler. Kentlerdeki yüksek binaların üstüne yuvalarını yaparlar. Dişi her
keresinde 2-3 yumurta bırakır ve bunların üzerine kendisi kuluçkaya yatar.
Ağustos ayı başında yeniden sıcak yörelere göç eden bu kuşlar böcek, örümcek ve
küçük sürüngenlerle beslenirler.
İskandinavya
Yarımadası, İngiltere ve Sicilya dışında tüm Avrupa'da yaşayan bu kemirgen,
olağanüstü hızlı üreme kapasitesine sahiptir. Dişi tarla faresi yılda 12 kere
tam 3-13 yavru dünyaya getirir. Çok yoğun üredikleri için kırsal kesimde
tarladaki ürüne büyük zarar verirler. Yerin altında birbirine bağlı çok sayıda
galeriler açarak buralarda yaşarlar. Tarla fareleri kış uykusuna yatmazlar,
ancak kışları karın altında kalan yuvalarından çok ender olarak dışarıya
çıkarlar.
Bütün
Avrupa'da görülen bu hayvana Ön Asya ve Suriye'de de rastlanır. Yetişkin bir
erkeğin uzunluğu 15-32 cm 'dir.
Vücuduna oranla iri gözlere sahiptir. Sulak ve ağaçlık bölgelerde dolaşan bu
hayvan, gündüzleri yerin altındaki yuvasında yaşar. Esas olarak böcek ile
beslenir. Bu hayvan soğuktan nefret eder ve kış aylarında uykuya yatar.
Çiftleşme dönemi sonbahardır ve oldukça uzun sürer. Dişi suya 70 larva bırakır.
Bunlar 2-3 aylık bir metamorfoz döneminden sonra yavru semenderler haline
gelirler, 4 yıl sonra da çiftleşebilirler.
Genel olarak
ormanda yaşayan bu hayvana kentlerin büyük parklarında ve bahçelerinde de
rastlanır. Genel olarak ya yuvarlak bir yuva yapar ya da yırtıcı kuşların terk
ettikleri yuvalara yerleşir. Bu yuvada dişi her keresinde 3-6 yavru dünyaya
getirir ve yavruların gözleri 4. haftanın sonunda açılırlar. Sincaplar fındık,
ceviz ve vahşi meyvelerle beslenirler. Ayrıca böcekleri avlar. Bir başka besin
maddesi ise kuş yumurtalarıdır. Sonbahar boyunca kış mevsimi için yiyecek
stoklar. Yeterince yiyecek stokladığı için kış uykusuna yatmazlar. Sincap
Avrupa'ya geçtiğimiz yüzyılda Amerika'dan getirilmiştir.
Avrupa'da
sayısı çok azalan ve kışın Afrika'ya göç eden bu kuşun uzunluğu kanatları açık
iken 170 cm 'dir.
Geniş alanlarda diğer memelilerin leşleriyle beslenir. Bazen küçük
sürüngenlere, memelilere ve farelere saldırdıkları da olur. Bir başka besin
maddesi ise diğer kuşların yumurtalarıdır. Genellikle çift yaşayan bu hayvanlar
yuvalarını kaya kovuklarına yaparlar. Dişi her keresinde bir tane beyaz yumurta
yapar. Bazen bu yumurtanın rengi pembedir.
Avrupa'nın
kuzeyinde, Kutup bölgesine yakın yörelerde yaşar. Hem erkeklerinde hem
dişilerinde boynuz bulunur. Hayvanın omuz yüksekliği 0,70-1,40 m , ağırlığı ise
yaklaşık 300 kg 'dır.
Evcil türleri daha küçük cüsseye sahiptir. Genellikle sürü halinde yaşarlar.
Yazın ve kışın yiyecek durumuna göre farklı bölgelere göçerler. Üreme
mevsimleri güz aylarına rastlar. Dişiler 7,5 ay süren hamilelik dönemi sonunda
her keresinde 1-2 yavru dünyaya getirirler. Esas olarak yosun ile beslenirler.
İnsanoğlu, vaşak, kurt başlıca düşmanlarıdır.
İzlanda ve
İrlanda dışında tüm Avrupa'da yaşayan bu yılanın uzunluğu 50 cm . kadardır. Genellikle
akşamüstleri ve sabahın erken saatlerinde avlanan bu hayvan, böcek, kurtçuk ve
kırkayak ile beslenir. Dişi içinde geliştirdiği yumurtalardan çıkan yavrularını
dışarıya atar. Her keresinde 5-26 yavru yapar. Kör yılan kasım ayında bütün
kışı geçireceği bir yer arar ve daha sonra kış uykusuna yatar. Mart sonunda ya
da nisan başında uyanır. Tehlikeli bir saldırı durumunda bu yılanlar tıpkı
kertenkeleler gibi kuyruklarını düşmana bırakıp kaçarlar.
Akdeniz,
Karadeniz ve Atlantik Okyanusu'nda yaşayan bu kaplumbağanın kabuğunun uzunluğu
80-1.20 m .
arasında değişir. Kafası, cüssesine oranla büyük, kuyruğu, cüssesine oranla çok
küçüktür. Arka ayakları ön ayaklarından daha gelişmiştir. Yalnız yaşar, sadece
çiftleşme döneminde eş bulur. Dişi, yumurtlamayı gece yapar. Yumurtalarını kuma
gömer, 2-3 ay kuluçka dönemi vardır. Yavrular, 10-12 yaşında yetişkinliğe
varırlar. Uluslararası örgütler tarafından korumaya alınan bu kaplumbağalar,
ülkemiz sahillerine de yumurtlamaya gelirler.
Avrupa ve
Asya'da yaygın biçimde görülen bu hayvanın 16,5 cm 'dir. Çok canlı ve
parlak tüylere sahiptir. Kış aylarında daha sıcak ve nemli bölgelere göç eder.
Yuvasının ağzını balık kılçıklarıyla kapatır. Dişi mayıs ayında 5-8 yumurta yapar.
Erkek dişisiyle birlikte yumurtaların üzerine kuluçkaya yatar. Bu hayvan
genellikle balık, kabuklu su hayvanları ve su böcekleriyle beslenir.
Orta Avrupa
steplerinde ve ovalarında yaşayan bu kuş, Avrupa'daki en iri kuşlardan biridir.
Uzunluğu 75-105 cm ,
ağırlığı ise 8-16 kg 'dır.
Rengi gri, büyük kanat tüyleri ise siyahtır. Gagasının dibinden uzun beyaz
kıllar sarkar. Erkeğinin boynunda ince deriden bir kese vardır. Dişi her
keresinde 2-3 yumurta yapar ve bunların üzerine kendisi kuluçkaya yatar. Büyük
toy kuşları tohum, bitki yerler ve küçük omurgasızları avlayarak beslenirler.
Kış aylarında daha sıcak bölgelere göç ederler. Çiftleşme mevsiminde çok
kavgacıdırlar.
Avrupa'nın
kayalık bölgelerinde yasaya baykuşun uzunluğu yaklaşık 34 cm 'dir. Zaman zaman
yerleşim alanlarının çok yakınlarına kadar sokulur. Yuvasını ağaç kovuklarının
içine ya da çan kulelerine yapar. Dişi her keresinde 4-6 yumurta bırakır ve bir
ay süren bir kuluçka döneminden sonra yavrular yumurtaları kırıp çıkarlar.
Yavrular yuvayı 55. günde terk ederler. Bu süre içinde anne ve babalarının
getirdiği yemlerle beslenirler. Oldukça güçlü bir yırtıcı kuş olan peçeli
baykuş böcek, örümcek, kurtçuk avlayarak beslenir.
Kuyruğu
dâhil 75 cm .
uzunluğunda güçlü bir etoburdur. Avrupa ve Asya'da oldukça yaygın olan bu
hayvan genellikle kayalıklarda yaşar, ancak yerleşim alanlarının yakınlarına
kadar sokulur. Dişi, yapraklardan ve tahta parçalarından yaptığı yuvada her
keresinde 3-7 yavru dünyaya getirir. Yavruların gözleri 34 gün sonra açılır.
Sansar genellikle geceleri avlanır ve fare, tarla faresi avlayarak beslenir.
Çiftleşme dönemi dışında yalnız yaşayan sansarlar sonbahar döneminde meyve ile
de beslenirler.
Bütün İtalya
Yarımadası'nda yaşayan bu semenderin boyunun uzunluğu 7-11 cm 'dir. Tatlı su
kıyılarında yaşar. Kuyruğu, vücudundan daha uzundur ve ön ayaklarında 4 parmak
vardır. Sırt kısmı siyah-kahverengi, karın kısmı beyazdır. Diliyle yakaladığı
böcekleri, larvaları, kurtçukları yer. Genellikle gece avlanır. İlkbaharın
başında çiftleşir ve dişi suya 30-80 yumurta bırakır. Hayvanın larva yaşamı iki
ay sürer.
Güneydoğu
Avrupa'dan Güneybatı Asya'ya kadar uzanan geniş bölgelerde yaşar. Soyu, çorak
ve taşlık tepelerde sürüler halinde dolaşan yaban keçisinden gelmektedir. Çok
uzun zamandan beri insanoğlu tarafından etinden, sütünden yararlanmak için
yetiştirilir. Vücut ağırlıklarına göre en fazla süt veren hayvandır. Ortalama
ağırlıkları 35-40 kg .
olan keçilerin erkekleri biraz daha ağırdır. Dişiler her keresinde genellikle
tek yavru doğururlar. Boynuzları koçlara oranla daha ince ve daha az kıvrıktır.
Kuyruklarının altında koku bezleri bulunur.
İskandinav
Yarımadası dışında, bütün Avrupa'da, Kuzey Afrika'da ve Asya'da da yaşar.
Uzunluğu 34 cm ,
kanatlarını açtığında 54 cm .
büyüklüğündedir. Kuru yapraklar ve bitki köklerinden yaptığı yuvasında mayıs ve
haziran aylarında 5-7 yumurta yapar. Bunların üzerine çift ortaklaşa kuluçkaya
yatar. Yavrular, yumurtadan çıktıktan üç hafta sonra yuvayı terk ederler.
Alakargalar hem otobur, hem de etobur hayvanlardır. Ot, larva, böcek, küçük
sürüngenler yiyerek beslenirler.
Ormanlık
alanlarda, aile bireylerinden oluşan gruplar halinde yaşarlar. Sadece yaşlı
domuzlar yalnız bir yaşamı tercih eder. Genel olarak bitki kökleri, vahşi meyve
ve otlarla beslenirler. Bu hayvanların kış aylarında en rağbet ettikleri besin
ise patatestir. Öte yandan, toprağı kazarak avladığı kara kabukluları, böcek ve
küçük sürüngenlerle de beslenir. Yere yuva yapan kuşların yumurtalarına da
saldırır. Yaklaşık 200 kg .
ağırlığındaki bu hayvan, evcil domuzun atasıdır. Dişi nisan ayının sonlarına
doğru doğurur ve 3-12 yavru dünyaya getirir. Vahşi domuz çiftçiler ve avcılar
tarafından çok yoğun bir biçimde avlandığı için sayısı hızla azalmaktadır.
Genel olarak
ormanda yaşayan bu hayvana bazen kentlerin büyük parklarında da rastlanır. Gün
boyu ağaçlara asılı olarak dinlenen bu hayvan yaz aylarında 20'lik gruplar
halinde dolaşırlar. Kış aylarında ise 100'lük gruplar halinde daha büyük
mağaralara çekilirler. Böcekleri ve kelebekleri avlayarak beslenen yarasalar
genellikle akşamüstleri yiyecek aramaya çıkarlar. Zararlı böcekleri yedikleri
için çiftçiler tarafından yararlı hayvan olarak görülürler. Dişi yarasalar yaz aylarında keresinde sadece 1
yavru dünyaya getirirler.
Avrupa'da en
yaygın olan kuş türüdür. Uzunluğu yaklaşık 14,5 cm . olan bu hayvan
kentlerde yaşar. Serçeler mart ayında çalı çırpı toplayarak yuvalarını yapmaya
başlarlar. Dişi her keresinde yuvaya 3-8 yumurta bırakır ve bunlar üzerine 2
hafta boyunca kuluçkaya yatar. Yumurtadan çıkan yavrularını gagasıyla taşıdığı
yemlerle besler. Genel olarak tohum ile beslenen bu kuşlar böcek de avlarlar.
İskoçya,
İzlanda ve İskandinavya kıyıları dâhil Orta ve Kuzey Avrupa'nın her yerinde
yaşarlar. Ender olarak Akdeniz bölgesinde de görünürler. Mart ayında çiftleşen
yaban kazları grup halinde yaşarlar ve her grubun kendi egemenlik alanı vardır.
Dişiler, küçük adalar üzerine kurdukları yuvaya her keresinde 4-9 yumurta
bırakırlar ve 27-30 gün bunların üzerinde kuluçkaya yatarlar. Uçarken V
biçimini alan bu kuşların boylarının uzunluğu 80 cm , kanatlarını
açtıklarında ise 1.50 m .
olur. Batı Avrupa'da yaşayan türlerin gagaları turuncu, Doğu Avrupa'da
yaşayanlarınki ise pembe renktedir. Doğu Avrupa'da yaşayan türlerinin tüyleri
daha açık ve parlaktır. Tehlike anında çok özel bir sesle birbirlerini uyararak
kaçışırlar…
Avrupa'nın dağlık
bölgelerinde yaşayan bu hayvanın boyu 75 cm , ağırlığı ise 40-60 kg 'dır. Hayvanın tırnak
yapısı en dar patika yollarda bile hızla hareket etmesini sağlamaktadır. Dağ
keçileri, en güçlü erkek keçinin liderliğinde küçük gruplar ilinde yaşarlar.
Yetişkinler ise yalnızlığı tercih eder. Nisan-haziran ayları arasında dişi keçi
her keresinde bir yavru dünyaya getirir. Yavru dağ keçisi birkaç saat içinde
ayağa kalkar ve annesini emmeye başlar. Bu hayvan ot ve yaprak ile beslenir.
Orta Avrupa,
Akdeniz bölgesi ve Ortadoğu'da yaşayan bu hayvanın yetişkinlerinin ağırlığı
yaklaşık 4-8 kg 'dır.
Şubat-eylül ayları arasında tam 5 kez doğurur. Her keresinde 2-7 yavru dünyaya
getirir. Genellikle gece yiyecek aramaya çıkarlar; ot, yeşillik ve yaprak ile
beslenirler. Kış aylarında ağaç kavuklarını da yerler. Tavşanlar saatte 65 km . hızla koşabilir ve
düşmanlarının önünden kaçabilirler. Ayrıca çok da iyi yüzücüdürler.
Fransa'nın
Haute-Savoie bölgesinde yaşayan bu hayvanın en tipik özelliği, gagasının
altındaki sakalıdır. 19. yy'dan itibaren Avusturya ve İsviçre'de sayıları çok
azalan bu hayvan, şimdi bulundukları hayvanat bahçelerinden alınıp yeniden
özgür ortamlarına salınmaktadır. Son 10 yıl içinde 72 tanesi böyle doğaya
salnmıştır. Bu kuşun, kanatları açıkken uzunluğu 2.50-3.00 m . arasındadır.
Ağırlığı ise 5-7 kg 'dir.
Yaklaşık 40 yıl yaşadığı bilinmektedir.
Orta
Avrupa'da Karpatlar bölgesinde, Alp Dağları'nda, Çekoslovakya ve Polonya'da
yaşayan bu kemirgene bazen 1800-2000 metre yüksekliklerde de rastlanır. Geniş
gruplar halinde yaşarlar. Ağaç kökleri, ot, tohum ve çeşitli meyvelerle
beslenirler. Dişi her keresinde 2-6 yavru dünyaya getirir. Doğuşta kör olan
yavruların gözleri 20 gün sonra açılır. Marmotlar kışın uykuya yatarlar ve
nisan ayında uyanırlar.
Kurt
örümcekler familyasından olan bu hayvanın uzunluğu yaklaşık 2,5 cm .dir. Adını İtalya'nın
güneyindeki Taranto kentinden alır ve bütün Güney İtalya’da yaşar. Zehiriyle
ünlü olmasına karşın insanlar için tehlikeli değildir. Avlarını koşarak yakalar
ve diğer örümcekler gibi tuzak ağları örmez. Ortaçağ'da bu hayvanın ısırdığı
insanların çılgına döndüğü ve sürekli dans ettiğine inanılırdı. Bugün,
Amerika'nın sıcak bölgelerinde yaşayan “Theraphosidae" familyasından olan
örümceklere de tarantula adı verilmiştir.
Avrupa'da
yaygın bir biçimde bulunan bu kuş, önceleri kayalık bölgelerde yaşarken bugün kentlere
inmiştir. Kuyruğuyla birlikte boyunun uzunluğu yaklaşık 19 cm 'dir. Böcek ve kurtçuk
ile beslenen kırlangıçlar kış aylarında Afrika'ya göç ederler ve nisan
ortasında Avrupa'ya geri dönerler. Dişi her keresinde 5 yumurta yapar ve
bunların üzerine kendisi kuluçkaya yatar. Yavruların beslenmesinden de dişi
kırlangıç sorumludur. Yavru kırlangıçlar 20 gün içinde uçmayı öğrenirler.
Avrupa
vaşağı ya da asıl vaşak, eskiden yaban kedisiyle birlikte, eski Avrupa
ormanlarının en yaygın kedigil türüydü. Günümüzdeyse hem avlanma, hem doğal
yaşam ortamının yok edilmesi sonucu, sayıları çok azalmıştır. Portekiz,
İspanya, Sardunya ve Balkanlar'da tek tük rastlanır. Rusya'da daha boldur.
Avrupa vaşağı çok sağlam yapılıdır; kısa mesafeleri hızla aşabilir. Usta bir
tırmanıcıdır, çoğunlukla ağaç dallarında saklanır. Küçük memelileri ve yerde
yuva yapan kuşları avlar. Leş hiç yemez ve insana hemen hiç saldırmaz. Çiftleşme ocak ile mart ayları arasında olur.
70 gün süren gebelikten sonra 4 yavru doğurur. Avrupa vaşağı evcilleştirilmiş
ve 19. yüzyılda avda kullanılmıştır.
Karnı açık,
sırtı koyu yeşil ve başı kızıl renkte bir kuştur. En çok karınca yiyerek
beslenir. Yalnız ağaçlarda değil, aynı zamanda yerde de avlanır. Avrupa'nın
herı yerinde yaşadığı gibi ülkemizde Trakya, Batı Anadolu. Akdeniz ve Karadeniz
ormanlarında da bulunur. Boyunun uzunluğu 32 cm . kadardır. Ağaç kabuklarında böcek bulmak
için oyuklar açar. Baharda çiftleşen bu hayvanın dişisi 50 cm . çapında yaptığı
yuvasına her keresinde 5-7 yumurta bırakır.
Bütün
Avrupa'da bulunan bu hayvan kış aylarında Afrika'yı göç eder ve nisan
ortalarında tekrar Eski Kıta'ya döner. Yuvasını yüksek ağaçların dallarına ve
evlerin çatısına yapar. Dişinin bıraktığı 4-5 yumurta üzerine dişi ve erkek
leylekler birlikte kuluçkaya yatarlar. Yavruları anne ve babaları bir ay
boyunca gagalarından beslerler. Beyaz leylekler etobur hayvanlardır ve küçük
omurgasızlarla, böceklerle beslenirler. Bu nedenle çiftçiler tarafından çok
sevilirler...
Genellikle
akarsu kıyılarında yaşayan bu etobur hayvanın uzunluğu 1.30 cm 'dir. Suda mükemmel
bir çeviklikle hareket edebilen bu hayvan, su hayvanları, deniz kabukluları,
balık, örümcek, kuş ve küçük memelileri yiyerek beslenir. Yuvalarını suyun içi
yapan bu hayvanlar ayrıca havalandırma düzenini de unutmaz. Yuvanın içinde ot
ve yapraklardan yapılmış özel bir bölümde dişi susamuru her keresinde 2-6 yavru
dünyaya getirir. Yavruların gözleri 4 hafta sonra açılır. Küçükken yakalanan
susamuru evcilleştirilebilir.
Yılan
balığını andıran bu halik, yaklaşık bir metre uzunluğundadır. Siyaha çalan
kahverengi renge sahip derisi üzerinde çok miktarda sarı ve beyaz leke bulunur.
Lekelerin sayısı dişi ve erkeğe göre değişir. Akdeniz'in derin sularında
yaşayan bu balık, özellikle geceleri çok saldırgan olur. Isırdığı zaman,
dişlerinde zehir bulunduğu için kurbanını felç eder. Kanında da insanın sinir
sistemini felç eden özel bir madde bulunur. Temmuz ve eylül aylarında dişi
müren balıkları kıyılara yaklaşıp yumurta bırakırlar. Müren balığı Romalılardan
beri etinin lezzetiyle bilinir. Romanlar, esirlerini müren balıklarına
ısırtırlardı. Ancak, müren balığının çok iyi pişirilmeden yenmesi tavsiye
edilmez. Özellikle dalgıçlar için tehlike yaratan bir balıktır.
İskandinavya
hariç tüm Avrupa’da yaşayan bu kuşun uzunluğu yaklaşık 75 cm 'dir. Sıcak ilkbahar
akşamları çok güzel öter. Mayıs ayında dişi 4-6 yumurta yapar. Çiftler ortaklaşa kuluçkaya yatarlar. Böcek, örümcek,
balık, küçük sürüngen, fare avlayarak beslenirler. Yalnız yaşayan hayvanlardır.
Asıl vatanı
Kuzey Afrika olan bu maymun, bugün sadece İspanya'nın güneyinde yaşamaktadır.
Avrupa toprakları içinde yaşayan tek maymun türüdür. Bu maymunun atası, Fas'ta
yaşayan Macaca silvanus'tur. Genel olarak yabani incir ve meyveyle beslenir.
3-15 bireylik gruplar halinde dolaşırlar. Dişiler, genellikle yiyecek bulma ve
yavrularla ilgilenme işini üstlenirler.
Göçmen
kuşlardan olan bu hayvan kış aylarında Kuzey Afrika sahillerine uçar. Nisan
ayının ortalarında Avrupa'ya geri döner. Avrupa'nın tüm kıyı şeridinde ve hatta
Sibirya'da bile görülür. Deniz kabukluları ve balık ile beslenir. Dişi
genellikle 5-7 yumurta yapar ve bunların üzerine kendisi kuluçkaya yatar.
Yavruların beslenmesinden ve onlara uçma öğretilmesinden de dişi sorumludur.
Kuzey
İspanya, Fransa, Almanya ve İsviçre'de görülen bu yılanın boyunun uzunluğu 50-85 cm 'dir. Büyük bir kafa
yapısına sahiptir. Derisinin üst bölümündeki renkler çok değişkendir. Ormanlık
bölgelerde, dağ eteklerinde, kayalık topraklarda yaşar. Soğuğa karşı çok
duyarlı olan bu hayvan, kış aylarında adeta donup kalır, hareketsizleşir. Akşam
ve geceleri avlanan bu yılan, fare, küçük memeli, sincap avlayarak beslenir.
Zehiri çok güçlü değildir. Dişi her keresinde 2-12 yavru doğurur...
Bu atın
Vikingler tarafından İzlanda Adası’na M.S. 850'lerde getirildiği sanılmaktadır.
1000 yıldır başka hiçbir atla çiftleştirilmemiştir. Boyunun uzunluğu 1.25-1.35 m . arası değişir. Bugün
İzlanda'nın Scagafjördur bölgesinde 1879 yılından bu yana özel olarak
yetiştirilmektedir. 15 küçük türü bulunur. Bu at, en soğuk iklim koşullarına
bile dayanıklıdır. Sportif faaliyetler için yetiştirilmesine karşın her türlü
koşulda insana yardımcıdır. Ön bacakları çok güçlü, arka bacakların tırnakları
ise her türlü toprak koşullarına uyum sağlayacak biçimdedir.
Avrupa ve
Asya'nın tüm ormanlarında yaşayan bu hayvanın uzunluğu kuyruğuyla birlikte 80 cm 'dir. Gün boyunca ağaç
dallarında dinlenen bu sansar, gün batarken ve gün doğarken avlanır. Küçük
sincapları, küçük memelileri ve kuşları avlayarak beslenir. Sonbahar aylarında
ise tatlı yemiş ve meyvelerle yetinir. Dişi ağaç sansarı nisan ayında,
terkedilmiş bir ağaç kavuğunun içinde her keresinde 2-7 yavru dünyaya getirir.
Doğuşta kör olan yavruların gözleri ancak bir ay sonra açılır. Bu hayvanın
kürkü oldukça değerlidir ve bu nedenle bol miktarda avlanır.
Avrupa,
Asya'nın batısı ve Kuzey Afrika'da yaşayan ötücü bir kuştur. Türkiye'nin hemen
her yerinde yaygın olarak görülür ve kafeste beslenir. Erişkininin uzunluğu 14 cm 'dir. Güzel ötüşüyle
tanınan bu kuşlar özellikle devedikeni tohumlarıyla beslenirler. Orman
kenarlarında ve ağaçlık yerlerde ürerler. Üreme mevsimleri dışında küçük
sürüler halinde dolaşırlar. Meyve bahçeleri ve parklarda sık görülen
kuşlardandır.
Avrupa'nın
sadece Sardunya Adası'nda yaşayan bu hayvan, 50'li yıllarda kontrolsüz bir
şekilde katledilmiştir. Bugünkü tahmin edilen sayısı 300 kadardır. Sulak ve
bitki örtüsü bol bölgelerde yaşar. Hayvanın yüksekliği 47 cm 'dir, kanatlarını
açtığında genişliği ise 1 m 'yi
geçer. Uzun, pembe bacakları ve kırmızı gagasıyla ilginç bir hayvandır. Tohum,
bitki kökü ve su bitkileriyle beslenir. İtalya Hükümeti bu hayvanı bugün sıkı
koruma altına almıştı
Avrupa, Asya
ve Amerika kıtasında yaşayan bu kuşun genişliği kanatları açıkken 1.20 m 'dir. Ormanın yanı
sıra kayalıklarda ve dağlarda da yaşar. Kargalar genellikle çift olarak
dolaşırlar ve dişi karga şubat ayında yaptığı yuvanın içine 4-6 yumurta
bırakır. Bunların üzerine sadece dişi karga kuluçkaya yatar. Yumurtadan çıkan
yavruları ise erkek karga besler. Genellikle leş ile beslenen bu hayvan, küçük
sürüngenleri ve küçük omurgasızları da avlar.
Dünyada
yaşayan etçillerin en büyüğüdür. Arka ayakları üstünde durduğu zaman boyu 3 m 'ye yaklaşır. Ağırlığı da 800 kg 'ı geçebilir. Bir
zamanlar dünyanın her yerine dağılmış olan, günümüzdeyse Asya ve Avrupa'da
neredeyse ortadan kalkan boz ayı ırkının en iri örneğidir. İnsanlara çok ender
saldıran ve hatta insan gördüğü zaman kaçan bu tür yalnızca geceleri karnını
doyurur. Eskiden etçil olmakla beraber, daha sonra yılan, kertenkele, kuş,
yumurta, arı ve balı içeren hepçil bir beslenme biçimini benimsemişlerdir.
Yiyecek bulamadıkları zaman sebze, kiraz, armut gibi meyveleri de yerler. Boz
ayılar kışı geçirmek için bir ine çekilir, yavrularını bu inde doğururlar.
Avrupa'nın
ve Asya'nın en sık rastlanan yarasalarından biridir. Yerleşim bölgelerinin
yakınlarına kadar sokulur. Kulaklı uzunluğu 4 cm , bütün vücudunun uzunluğu
ise 7 cm 'dir.
Bütün gün boyunca baş aşağı uyuyan yarasalar, geceleri böcek avlamaya çıkarlar.
Dişi haziran ayında 1-2 yavru doğurur. Yavrular uzun süre anneye asılı olarak
yaşarlar. 6 hafta sonra yuvayı terk ederler. Bu yarasalar, kış aylarında
mağaralarda ya da terkedilmiş madenlerde kış uykusuna yatarlar.
İnsanoğlu
tarafından evcilleştirilen kuşların ilki olan tavuğun erkeğine horoz adı
verilir. Horozların ağırlığı 3-3,5
kg , tavuklarınki ise 2-2,5 kg 'dır. Geceleri iyi
göremeyen bu hayvanların küçük kanatları ancak kısa uçuşlar için yeterlidir.
Tavuk ön parmaklarıyla yumuşak toprakları eşeleyerek bulduğu böcek, kurtçuk,
tırtıl, kök ve tohum ile beslenir. Yuva yapmayan tavuk, dallar üstüne
gövdesinin tüylerini koyarak ya da gövdesinin bir kısmını alacak kadar az derin
çukur kazarak üzerine yatar. İyi bir tavuk yılda 250-300 yumurta yapar. Tüy
değiştiren tavuk yumurtlamaz. Tavukların kuluçka süresi 21 gündür.
Bir zamanlar
tüm Avrupa'da bulunan bu hayvanlara sadece Kuzey bölgelerinde rastlanır.
Uzunluğu kuyruğuyla birlikte 1 m 'dir.
Yavaş akan, sakin suların kıyısında, genellikle çift halinde yaşarlar. Üreme
döneminde çiftler birleşip gruplar oluşturur. Nisan ayının sonlarına doğru
dişi, 2-7 yavru dünyaya getirir. Kunduzlar gece yiyecek aramaya çıkarlar ve
ağaç kabukları, bitki ve kökleri ile beslenirler. Yuvalarının önünde akan suyun
üzerine barajlar kurarlar ve böylece suyun yuvaya girmesini önlerler.
Avrupa'nın
yanı sıra, Asya ve Afrika'nın da sulak bölgelerinde yaşayan bu kuşun uzunluğu
yaklaşık 18 cm 'dir.
Larva, böcek ve küçük su kabuklularıyla beslenen bu hayvan yuvasını su
kıyısındaki ağaç kavuklarının içine yapar. Dişi her keresinde 4-6 yumurta
bırakır ve bunların üzerine kendisi kuluçkaya yatar. Doğumdan sonra çiftler
ortaklaşa yavrularını beslerler. Bu kuş çok değerli ve su geçirmeyen tüylere
sahiptir.
Avrupa'nın
tüm ormanlarında yaygın biçimde yaşayan bu kuşun erkeklerinin tüylerinin rengi
kırmızı, dişilerininki ise yeşildir. Boyu yaklaşık 16,5 cm . olan bu hayvan
böcek ve örümcek yiyerek beslenir. Dişi yuvasını ağaç tepelerine genellikle
yosunlarla kaplayarak yapar. Her keresinde de 3-4 yumurta bırakır ve bunların
üzerine kendisi kuluçkaya yatar. Yavruların beslenmesinden ise erkek
sorumludur. Yavrular biraz büyüdükten sonra anne ve baba tarafından terk
edilirler. Yavrular başka kuş gruplarının arasına karışarak büyürler.
Vahşi
tavşanın anavatanı İspanya'dır. 13. yüzyılda buradan Avrupa'ya yayılmıştır.
Vahşi tavşanlar orman kıyısındaki sulak arazilerde yaşarlar. Dişi her keresinde
4-8 yavru dünyaya getirir. Yavrular doğumda kördürler ve gözleri ancak 10 gün
sonra açılır. Vahşi tavşanlar ot, bitki kökü, yaprak, taze ve yere düşmüş meyve
ile beslenirler. Yoğun bir biçimde avlandığı için, hızlı artış ritmine karşın
sayıları azalmaktadır.
Avrupa'nın
hemen her yerinde Ortadoğu'da bol miktarda bulunan bu yırtıcı kuşun uzunluğu
yaklaşık 55 cm 'dir.
Genellikle ormanlarda dolaşır ama yuvasını tarla yakınlarına yapar Genellikle
küçük kemirici hayvanları, özellikle de fare avlayarak beslenir. Göçmen olan bu
kuş havaların soğumasıyla birlikte daha sıcak bölgelere gider. Nisan ayında
şahin çifti dal yaprak ve yosunlardan kendilerine bir yuva yapar. Dişi her
keresinde 2-4 yumurta bırakır ve kendi başına bunların üzerine kuluçkaya yatar.
Doğumdan sonra dişiyi ve yavruları erkek şahin taşıdığı yemlerle besler.
Avrupa'nın
hemen hemen her yerinde rastlanan geyikgillerden bir memelidir. Sulak
ormanların ve bol bitki örtüsüne sahip meraları tercih eder. Yaz aylarında
dağlara çıkan bu hayvan, kışın yerleşim bölgelerinin yakınlarına kadar iner.
Küçük gruplar halinde yaşayan karacaların erkekleri 15-35 kg . çekerler. Mayıs ya da
haziran ayında dişi, 1-2, ender olarak üç yavru doğurur. Gündüzleri dinlenen
karacalar, akşam yiyecek aramaya çıkarlar; tohum, ot meyve, yaprak ve taze ağaç
kabuğuyla beslenirler.
Avrupa'daki
en yaygın yılanlardan biridir. 70. paralele kadar rastlanır. Uzunluğu 80 cm . olan bu yılan
zehirlidir. Zehiri özellikle çocuklarda ölümlere yol açabilir. Ancak, oldukça
ürkek bir yapıya sahiptir ve insanlardan kaçmayı tercih eder. Genellikle 3000 metre yüksekliklerde
dolaşır. Özellikle soğuk günlerde daha alçaklara iner. Esas olarak geceleri
avlanırlar ve fare yiyerek beslenirler. Bu nedenle çiftçiler bu yılana
özellikle dokunmazlar. Ağustos ayında dişi marasso yılanı 6-20 yavru dünyaya
getirir. Ekim ayında marasso yılanları kış uykusuna yatacakları elverişli bir
yuva aramaya başlarlar. Kayalar arasındaki yuvalarından nisan ayında uyanarak
çıkarlar.
Ormanlarda
ve dağlık bölgelerde küçük gruplar halinde yaşayan bu hayvanın sayısı bugün
Eski Kıta'da çok azalmıştır. Kurt, genel olarak küçük memelileri ve kuşları
avlayarak beslenir. Kümes hayvanlarına saldırdığı için çiftçiler tarafından baş
düşman ilan edilmiş ve kitle halinde öldürülmüştür. Aslında bazen meyve ile de
beslenen bu hayvan insanlarla temas etmekten genelde kaçınır. Dişi kurt her
keresinde 2 aylık bir hamilelik döneminin sonunda 4-8 yavru dünyaya getirir.
Yavrular gözlerini 10 gün sonra açarlar.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder